XI. KONSTANTİN PALEOLOGOS’UN MEZARI

Mezarının hakkında, gerek Bizanslılar gerek Osmanlılar için hep bir efsane ve inançlar zinciri anlatılageldi. Haliyle bir sonuca bağlanmayan bu konu hakkında eski bir gazete haberinden yola çıkıp Steven Runciman’ın (Orta Çağ ile ilgili çalışmaları bilinen Britanyalı tarihçi) topladığı varsayımları günümüze uyarlayacağız.

XI. Konstantin’in mezarı hakkında ortaya sunulan görüşler o kadar çok ki, herkes kendine en yakını üstüne aldı ve almakta.

Bazıları İstanbul düştüğünde çektiği ıstıraba dayanamayan imparatorun gökyüzüne çekildiğinden bahsedip buna inanırken, bazıları cesedin bulunduktan Fatih tarafından Hıristiyanlara verilen emirle ve hak ettiği değeri görmesi için defnedilmesi gerektiğini söyler. Evliya Çelebi Sulu Manastır’a (şimdiki Surp Kevork Kilise’sinin altı) gömüldüğünü söyler. Bazıları Balıklı Ayazma’ya gömüldüğünü söylerken bazıları Aya Teodosia Kilisesi’ne (Gül Cami) gömüldüğünden bahseder. Kimilerine göre başı gövdesinden ayrılmıştır, padişah kesik başı teşhir eder. Kimilerine göre Topkapı – Aya Romanos Kapısı civarında ezilerek ölmüştür. Kırmızı ayakkabılarından tanırlar.

Tüm bunların içinde gazetenin birazdan değineceğim seçeneği haber yapması bir gizemin peşinden gitmesinden dolayı değildi elbette. Bölgedeki imar faaliyetleri İMÇ bloklarının inşaatı ile aynı döneme denk gelmektedir.

Raymond’un anlatısına göre Vefa civarında bir azep askerinin mezar taşında “bu adam donanmanın ateşçilerindendi ve vaki hareketi sebebiyle Sultanın emriyle öldürülmüştür”, yazmaktadır. De Paspah ise bunu bilen bir kahvecinin bu mezarı imparatora ait göstermeye çalıştığını, bir mezarın kurbana diğerinin ise azep askerine ait olduğunu yaymaya çalıştığından bahseder.

Fakat bunlardan önce Grossvenor 1895 yılında Constantinople adlı eserinde bu mezardan “İstanbul’daki Vefa mahallesinde, yerli Rumların İmparator Konstantine ait olmak dolayısıyla saygı gösterdikleri sefil ve isimsiz bir mezar vardır. Ürkek bir hürmet, mezarın etrafına bir takım iptidai tezyinat vücude getirmiştir. Kabrin etrafında, gece gündüz mumlar yanıyordu. Geçmiş seneler evveline kadar burası, bir ibadet yeri olarak, gizlice ziyaret ediliyordu. Daha sonra Osmanlı hükümeti, şiddetli tedbirler almış ve bu yüzden burası aşağı yukarı terkedilmiştir” diye bahsetmektedir.

Burada askerin sultan tarafından cezalandırılma sebebi Tursun Bey’in anlatısında şöyle geçmektedir; Yeniçeri kıyafeti giyen bir azep askeri yağmaya giderken kaçmakta olan imparatorla burada karşılaşır ve XI. Konstantin’i öldürür. Bunu öğrenen Sultan ise azep askerinin öldürüldüğünden bahseder.

Gazete burada “Vefadaki kabir, yakınlarda gördüğü hürmet dolayısiyle enteresan bir mahiyet almakla beraber; ihtimal ki, pek eski değildir. Fakat Vefadaki kabirlerde hafriyat yapılmasını, Azap Dedenin mezar: üzerindeki kitabenin tekrar okunmasını ve bu kitabenin ne zaman yazılmış olduğunu tayin edilmesini, diğer kabrin de açılmasını teklif etmek isterim. Şayet buradaki kabir içindeki ceset, teşhis imkanı verirse o zaman, vaziyeti tayin etmek mümkün olur. Şayet kabrin içindeki ceset kafasız ise, o zaman, imparatorun buraya gömülmüş olduğuna hükmetmek için imkan hasıl olur. Çünkü bu meselede muhakkak görünen bir şey varsa, imparatorun kafasiyle cesedinin birbirinden ayrı düşmüş olduklarıdır” diyerek başta bahsettiğim İMÇ inşaatlarına atıfta bulunarak bir fikir sunmakta. Daha sonra araziden bir fotoğraf paylaşmaktadır.

Peki elimizde neler var dediğimizde, bir haritada Azep Askeri Sokağa yakın bir noktanın Konstantin’in Mezarı olarak işaretlendiğini görüyoruz. Alman Mavileri’ne kadar incelediğim haritalarda bir değişiklik yokken Alman Mavileri’nde Konstantin Sokak (Çıkmaz Sokak) adlı çıkmaz sokağa rastladım. Sokağı güncel haritayla kesiştirdiğimde pek bir sonuca ulaşamadım ama göreceğiniz üzere Konstantin Mezarı olarak işaretlenen noktanın, günümüz haritası ile kesiştirdiğimizde Mehmethan Sokak sonunda İmam Hatip Lisesi’nin bahçesinde kalmakta olduğunu gördüm.

Haritada İMÇ ve diğer faaliyetler esnasında yıkılan Küçük Kovacılar Hamamı ile diğer birkaç yapıyı işaretledim. Faaliyetler esnasında bu alan bir araştırma yapılmış olsaydı sanırım haberimiz olurdu. Burada ya bir azeb askeri ya imparatorun mezarı ne vardı ise dümdüz edilip geçilmiş olma ihtimali yüksek.  

Alman Mavileri

XI. Konstantin’in günümüze ulaşan tek el yazısı ve imzası

Reklam