Theodosius Limanı-Yenikapı Kazıları

292854_10150290154953558_654871_n 297962_10150290156498558_3079662_n 299824_10150290161738558_6917813_n 302597_10150290154378558_834445_n 305232_10150290160148558_7851942_n 307519_10150290155343558_7606824_n 310614_10150290163238558_3057827_n 313596_10150290159548558_4187189_n 316604_10150290162638558_5427655_n 317376_10150290162308558_488374_n 318814_10150290159168558_6056922_n 319248_10150290158383558_325197_n

Reklam

Anna Komnenos-Komnena (1083-1153)

Aynı zamanda bir bilim adamı, doktor olarakta Bizans tarihine geçen Anna Komnenos imparator Aleksi Komnenos’un kızıdır. Doğumu bütün Bizans’ta mutlulukla karşılanmıştır. Daha beşiğindeyken başına imparatoriçe tacı konulmuştur. Aleksi Komnenos tahtından düşürdüğü VII. Mihail’in oğlu genç Dokas ile nişanlandı.

Anna Komnenos annesine taparcasına bağlıydı. Anna daha sonra hatıralarında annesini tarif ettiği zaman hislerini şöyle beyaz etmişti; “İnsan vücudunda hiçbir zaman bu derece ahenk ve tenasübün birleştiği görülmemiştir. Daha doğrusu bu canlı bir heykel, kalbinde güzelliklere karşı sevgi taşıyan her fert için tutunulacak güzellikteydi.”

Yine Anna2nın anlatışına göre kocası Konstantin Dukas şöyle biriydi; “ Altın içinde parlayan bir mücevher gibi kumral kirpikleri, ortasında parlayan latif gözleriyle pembe ve sarışın bir çocuktu”.  Fakat kocası Dukas evlenmeden önce ölmüş, Anna2nın düşleri mahvolmuştu. Anna Dukas’ın hatırasını ömür boyu unutmamıştı.

Anna Komnenos hayatı boyunca esaslı bir tahsil görmüştü. Anna felsefe, tarih, coğrafya ve edebiyat eğitimleri almıştı. İlk çağın bütün şairlerini okumuştu. Omirus, Aristofanis, Aristotalis, İzokaratis, Demostoris… Anna, Sapfo ve Pindaros’un şiirlerini çok severdi. Anna bütün Bizans kadınları gibi dini işlerden da fazlasıyla haberdardı. Fakat din yerine ilim konularına daha ilgi duyardı.

Konstantin dukas’ın ölümü üzerine 1097 yılında tarihçi Nikeforos Bryennios ile evlendirildi. Bazı kaynaklarda bu evliliğin siyasi bir maksatla yapıldığı söylenir. Bilahare Nikeforos’un ölümü de kalbinde büyük bir yara açmıştı.

1118 tarihinde İmparatorun ölümü üzerine annesi irene Dukaina’nın Nikeforos’u tahta geçirme planları bu ölümle suya düşmüş tahta gerçek sahibi II. Yannis Komnenos geçmişti. Anna bu tarihten 1143 tarihine kadar Keharitomene Kadınlar Manastırı’na sürgün edilmişti.

Anna 1148’den sonra tarih kitabı Aleksiad’ı kaleme almaya başladı. Anna Komnenos, babası gibi orta boylu, siyah saçlıydı. Bu kitabında yaşadığı sürgün hayatını, babası I. Aleksios’un İmparatorluğu’nu, bu zamanı I. Manuel Komnenos zamanı ile karşılaştırmıştı. Kitap tüm yönleriyle I. Aleksios’un yaşamına, Bizans’ın dış ilişkilerine, savaşlarına ve Haçlı Seferleri’ne dair önemli bir kaynak olmuştur.

 

anna komnena

Hakkımızda

const14gp

Görünürde güneşin her doğuşunda ve batışında sınırlarını zorlasa ve artık komşu illerin kapılarına dayansa bile bu kent birileri için o ilk haliyle duruyor. O ilk haliyle gözlerimizin önünde yaşıyor. Birinci ve ikinci surlar ayakta ve surların dışına çıktığımızda artık başka bir şehirde olduğumuzu sayıyoruz. Bu kent Kral Byzas’ın temellerini attığı, İmparator I. Constantinus’un yüceltmeye başladığı şehir. Constantin şehri.

Burada paylaştıklarımla; gerek kentin altında, gerek üstünde yaşayan yapılarla ve insanlarla ilgili bir şeyler paylaşmaya çalışacağım. Sizlerden gelen bilgileri veya yaptığım çevirileri mümkün olduğu kadar görselliğe önem vererek yayınlayacağım. Bu yolda yürümeyi, bu siteyi yaşatmayı, bu kente bir şeyler katmış olanlara karşı bir borç bilirim.